15 Eylül 2009 Salı

"Rahim Öğretmen'in ormanı artık yaşayacak"

.
Gündüz taa Amerikalardan devreye giren DSİ Genel Müdürü Prof. Dr. Veysel Eroğlu'nu yazmıştık. Gazetemiz baskıya girdiği anlarda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker aradı. Konya Ereğlisi'ndeki yoktan var edilen ormanla ilgilendiğini belirtip, konuyla doğrudan ilgili kuruluşlarla temasa geçtiğini belirtti. Düşünün, Sayın Bakan Batman'a yatak yorgan atmış 'Sel felaketinin yaralarını sarmaya çalışırken' bizim yazımızla ilgilenecek vakti de bulabiliyor. Doğrusu hemen aklımıza Ankara Temsilcimiz İsmail Küçükkaya geldi. Belli ki, onun da bu 'Hayırlı trafikte katkısı var'.

Arada mesaj yağıyor. Afet Limon 'Sayın Ayeri, böyle insanlar kaldı mı diye şaşırdık. Selamlar' diyor. Ömer F. Sakarya daha duygulu e-posta yollayanlardan:
.
'Rahim Hoca'nın mesajını gözlerim yaşararak okudum. Bu benim de hicranım. Güzel ülkemizin birçok müsait yeri kel duruyor. Bakıyorum bir köy, etrafı bomboş. Yahu insanlar onar tane ağaç dikse her yıl, orası abad olacak. Maalesef insanlarımız çok duyarsız. Fakat önemli bir nokta var. O da şu; bir gün adliyede tanıdığım köylü gördüm. Neden orada olduğunu sordum. Verdiği cevap ilginçti; 'Ormana ağaç diktim o yüzden yargılanıyorum'. Aklım başımdan gitti o an. Kesmenin cezası olduğunu biliyordum da ağaç dikmenin cezası olduğunu o gün öğrendim. Maalesef doğru imiş. Rahim Hoca, size iyi niyetle yazmış ama kendi arazisi dışında devletin yerine dikti ise vay haline. Mahkemelerde sürünür. Eğer böyle bir durum var ise ikaz edin, yardımcı olalım. Saygılar'.
.
Evet, ot bile olmayan dağı ağaçlandırmanın cezalandırıldığı ülkeyiz. Adamlar İstanbul'u, en başta Boğaz sırtları olmak üzere, yağmaladılar. Tapu tahsis belgeleri dağıttık. Hani, Sakarya'nın uyarısını aklımıza bile getirmek istemiyoruz. Bizi esas yaralayan Orman Bakanı'nın tutumu. Sayın Osman Pepe 'Su benim konum değil' diye bu işten kendini sıyırıyorsa, biraz ayıp eder. Bir telefon bile moraldir, destektir. Emekli öğretmen evini bile satıp on bin ağaç dikiyorsa en azından bir plaketi hak etmiştir. TEMA Vakfı da bu konunun destekçisi olmalıdır. O da ayrı mesele.

Sanırız en güzel maili kahramanımız Rahim Demirbaş'tan aldık; '-Kul bunalmazsa Hızır ulaşmaz- derler. Tuttuğunuz kolay gelsin. Saygılar sunarım'. Belli ki Devlet'in yetkilileri onu rahatlatmış. Biz sadece aracı olduk. '

Bir günde televizyon eleştirmeyelim, ülke kazansın' dedik. Dileriz, iyi giden gelişmeler, iyi sonuçlanır. İstanbul'un trafik keşmekeşine dönmez. Emekli öğretmenimize, ona su bulup getirene sevgi ve saygılarımızı yolluyoruz.
.
ALINTI: Burhan Ayeri - Akşam

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder