26 Eylül 2017 Salı

Minik saksılarda çınar tohumları...


Dondurma kaplarına çınar tohumları
Minik saksılara, ki onlar aslında dondurma kapları, çınar tohumlarımızı ektik. Peki çınar tohumunu nereden bulduk? Her yerde var ki! Etraf çınar ağacı dolu, şöyle bir başınızı çevirip sağa sola bakmanız, onu bulmanız yeterli... Çınar ağacının tohumu, dallara ince bir sapla bağlı pürüzlü bir top şeklindedir. Tohumlar, bu topa saplanmış küçük kıymıklar şeklinde dizlidir ve rüzgârda ya da başka bir fizikî etkiyle dağılır. Küçük tohumların ucunda, pamukçuktan oluşan paraşütü vardır ki, zaten küçük ve hafif olan tohum rüzgârla uzak mesafelere bu sayede uçup gidebilir.

Ekim işlemini şu şekilde yaptık:

Yıkayıp temizlediğmiz ve altına su tahliye deliği açtığımız minik dondurma kaplarına, elimizde hazır bulunan çiçek toprağından bir miktar koyduk. Toprak koyarken ve düzleştirirken fazlaca bastırmamaya dikkat ettik ki, çimlenmeyi engelleyecek sert bir ortam olmasın.

Kabın üst yüzeyiyle toprak yüzeyi arasına 1 cm kadar boşluk olacak şekilde küçük tohumları (8-10 adet) toprak yüzeyine bıraktık. Üzerine 0,5 cm kadar -göz kararı- toprak atıp hafifçe düzleştirdik. Sprey ile yeteri miktar suladık. Pencere önüne, sonbahar soğukları ve kış yaklaştığı için iç ortama, diğer saksıların arasına çimlenmek üzere bıraktık.

Siz de bulduğunuz çınar tohumlarını ya da başka başka ağaçların tohumlarını, bulduğunuz herhangi bir kaba benzer şekilde ekebilir, çimlendirme tecrübesi yaşayabilirsiniz. Öyle uzman olmaya, teknik detaylar, püf noktalar bilmeye -istisna durumlar dışında- gerek yok.

Çimlenmenin temel mantığı çok basit: Bir kap, bir tohum, bir avuç toprak...

Olgun çınar tohumları, bir kısmı uçmuş
Çınar tohumları için katlama (buzdolabı ya da benzeri bir ortamda, belli bir derecede, belli bir zaman bekletme) işlemi gerektiği (de) ifade ediliyor ancak biz, tohumları katlama işlemi yapmadan ektik. Ki katlama yapıldana doğrudan saksıya, toprağa ekildiğinde çimlenip çıktığını biliyoruz. Bakalım bizdeki sonuç ne olacak?

İnşallah tamamı çimlenip çıka, büyüye ve ömürleri uzun ola...  

25 Eylül 2017 Pazartesi

At kestanesi tohumlarımızı parkın kenarlarına ektik.


Toplanan at kestanesi tohumları, parka ekildi.
Biz de bu hafta sonunu böyle değerlendirdik. Niyet ve planımız, 4-5 km ötedeki bir parka gidip at kestanesi ağacının altına dökülmüş tohumları toplamak ve dönüp mahalledeki büyük parkın kenarlarına ekmekti. Ektik ama at kestanesi tohumu için o kadar uzağa gitmeden. Yani ağaç dikmek, tohum ekmek için öyle çok çok uzaklara, büyük zahmetlere girmeye, nasıl yapacağım, yapabilir miyim, diye uzun uzun düşünmeye gerek yok. (ki, aslında 4-5 km bu güzel iş için hiç de uzun, uzak bir mesafe değil, olacaksa şayet zahmeti de zahmet değil.) Araçla giderken mahalleden az biraz çıkınca ana caddeye bakan sokaklarda büyük büyük at kestanesi ağaçlarını fark ettim. Aracı park edip sağlı sollu at kestanesi ağaçlarının altından bulabildiğim kadar tohumu elimdeki poşete doldurdum. Saymadım ama tahminen 200* kadar vardı. Belki daha fazla...

Tohumları toplarken yanımdan geçen bir amcayla aramızda şöyle bir diyalog geçti:
- Niye topluyorsunuz?
+Sizce?
- Basura iyi geliyormuş. Basur için mi?
+Hayır, onu bilmiyorum, ağaçsızlığa iyi geliyor, o nedenle topluyorum, ekiyorum.
-Nereye, bahçeye mi, bahçenize mi; bahçeniz mi var?
+Toprağa; rast gele, parka, bahçeye, uygun olan her yere...
-Basura iyi geliyormuş, diyorlar.
+???!!!

Tohumlar, baharda çimlenip çıkınca
kuytuda korunabilmeleri için
parktaki süs bitkileri arasına ekildi
Hemen mahalledeki büyük parka dönerek araba bagajında taşıdığım küçük bahçe setini de yanıma alıp daha önceden düşündüğüm şekilde ekmek üzere hemen işe koyuldum. Tohumların ekimiyle ilgili düşündüğüm şuydu: Malum parkların her yaştan ziyaretçisi fazla olur. Bu nedenle tohumları, kenara bile eksem açık alan olduğu, herhangi bir fizikî koruma imkânı olmadığı, koruyucu olsa da işe yaramayacağı için baharda -hepsi çıkmasa bile- çıkabilen tazecikler koşan, oynayan, yürüyen, ezen, koparan, kıranlar nedeniyle maalesef yaşayamayacaktı.

Bunu düşünerek parkın kenarına hem süs bitkisi hem çit/duvar olarak dikilmiş çalılıkların arasına, içine, altına basılıp ezilmeyecek, fark edilip koparılmayacak şekilde çukurlara gömdüm. Böylece hem ezilip basılmaktan hem de süs bitkilerinin arasında nispeten gölge ortamda yaz sıcaklarına karşı daha rahat korunabilecekler.

Açılan çukurlara gömülen tohumlar
Parkın ana giriş kapısından itibaren yaklaşık 200 metre boyunca boşluk durumuna göre 2-3 metreye bir çukur açtım. Çukurlara, tohumların çimlenmeme ihtimalini de düşünerek genellikle 3, bazısına 4 adet tohum attım. Bu da ortalama 60-70 civarı çukur açtığımızı gösterir. Çukur derinlikleri, yaklaşık 10 cm civarı oldu. Zemin biraz sertti, küreğim de küçük olduğu için açarken zorlandım ama toprak kalitesi hiç fena değildi.

At kestanesi tohumu (ve meşe palamutu -pelit-), toprağa gömüldüğünde kurt, kemirgen vs zararlılar tohumu ve çimlenme sonrası taze kökleri yiyebilir. Bunu önlemek için tohumlar mazot, gaz yağı gibi kötü kokusuyla caydırıcı olan bu maddelerin karışımıyla hazırlanmış suda bir müddet bekletilmelidir. Biz tohumları, bu koruyucu işlemi yapmadan ektik.

Bunu, benzerlerini, çok daha iyisini, çok daha fazlasını sizler de yapabilirsiniz. Yalnız ya da varsa eşinizle, çocuklarınızla veya arkadaşlarınızla, çok daha büyük arkadaş gruplarıyla... Yapın, elinizi çabuk tutun, çünkü tohum mevsimi geldi, geçiyor. (Bkz. Tohum mevsimi)

Çukurda at kestanesi tohumları
Umulur ki hepsi baharda çimlenip çıka, baharı, yazı nice tehlikeleri atlata, büyüyüp ömürleri inşallah uzun ola...

***
Çukurları açıp ekim yaparken yanındaki küçük kızıyla bir kadın geldi, merak ettiğini ve ne yaptığımı sordu, kısaca anlattım, ilgiyle dinledi, teşekkür etti. Tohumlardan kendisine ve küçük kızına verdim. Saksıya ekmesini, baharda çıkacağını söyledim. Tekrar teşekkür etti, gitti. Bir kaç dakika sonra bir başka kadın geldi. Benzer sorularına, benzer cevaplar ve at kestanesi tohumları verdim. O da teşekkür etti, gitti.

Önümüzdeki hafta sonunda ve sonraki günlerde, parkın kalan yerlerine ve başka başka yerlere, başka başka tohumlar ekmeye devam edeceğiz.

*Bir karga, yılda ortalama 100.000 (yüz bin) tohum gömer.

At kestanesi tohumu, ağaçta bu şekilde asılı durur.
Olgunlaşan tohum, düşer.

20 Eylül 2017 Çarşamba

Karganın saksıya gömdüğü ceviz...


Karganın gömdüğü ceviz
Gece, balkondaki saksıları sularken yarı karanlık olduğu için ilk anda fark edemedim. Saksılardan birinin toprak yüzeyinin hafifçe bozulduğunu gördüm. Kuşların eşelenirken toprağı karıştırdığını düşünüp elimle düzeltmeye çalışırken dikkalice baktığımda bir cevizin, yarpuzun yanına gömülmüş olduğu gördüm.

Ceviz, yarısı gömülmüş, yarısı açık şekilde saksının kenarında duruyordu. Üzerini örtmek, daha derine gömmek ya da yerini değiştirmek gibi bir şey yapmadım. Üzeri yarı açık ve görülebilir olduğu için o karga* (ki kargalar unutkandır, gömdüğü tohumu, yerini hatırlayamadığı için bir daha bulamaz) ya da başka bir kuş gelip yemek için alabilir ya da ceviz, bu şekilde çimlenebilir, belki de çimlenemeyebilir. Bilemiyorum. Bekleyip göreceğiz. Cevizin nasibi neyse -yenilmek, çimlenmek, çimlenmemek ya da başka bir şey- onu yaşasın diye öylece bıraktım.

Umulur ki çimlene, büyüye, ömrü uzun ola...

*Bir karga, yılda ortalama 100.000 (yüz bin) tohum gömer.



18 Eylül 2017 Pazartesi

Nâdirattan bir ağaç: Lâle ağacı...


Lâle ağacı, liriodendron tulipifera
Lâle ağacı, Güney Amerika kökenli bir güzel ağaç. Dolayısıyla ülkemizde pek fazla bulunmuyor. Lâle ağacını, daha önce herhangi bir yerde gördüğümü hiç hatırlamıyorum. Ama meğerse yıllardır araçla ve/veya yaya olarak geçtiğim caddenin kaldırımında bir (1) tane varmış. Henüz çok genç, yaşını tam olarak kestiremedim ama gövdesi bilek kalınlığında.

Onu gördüğüme o kadar çok sevindim ki. Hemen fotoğrafını çektim. Sonbaharda olduğumuz için yaprakları sararıp kurumaya başlamıştı, dolayısıyla pek iyi (taze, yeşil) bir görüntü alamadım. Ancak dalların en altındaki fazladan çıkmış bir sürgünü kesip aldım, çelik niyetine... Hemen götürüp saksıya diktim. Çelik zamanı olup olmadığını, hatta çelikten çoğalıp çoğalmadığını bilmeden. Umarım çelik, köklenir ve bir güzel lâle ağacı olur.

Lâle ağacı çeliği
Ayrıca çok dikkatli şekilde tepelerde çiçek kalıntısı, tohum aradım ama yoktu. Sanırım henüz tohum verme yaşına gelmedi. Ya da çiçek/tohum var idiyse bile bir ihtimal, bu yazki dolu afetinden etkilendiği için çiçeği, tohum kozası döküldü.

Baharda, saksıdaki lâle çeliğinin tutmuş, yapraklanmış ve büyümüş hâlini, annesinin yeşil, taze yapraklı ve de çiçekli fotoğrafını çekip burada yayınlamak dileğiyle...

Ömürleri uzun ola...

17 Eylül 2017 Pazar

At kestanesi tohumlarımızı saksılara ektik.


Parktaki yaşlı at kestanesi ağacının altında bulduğumuz at kestanesi tohumlarını balkondaki boş saksılara ve saksıların boşluklarına gömdük. Bir kaç tanesini de başka bir şehre gitmek, orada site bahçesine gömülmek üzere misafirlerimize verdik.

Bakalım, baharda kaç tanesi çıkacak? İnşallah tamamı çıka, ömürleri de uzun ola...




11 Eylül 2017 Pazartesi

Hudâyinâbit ağaçlar 2, yani "ağaçları iyileştirmek"


Herhangi bir yolda, sokakta, caddede yürürken eşikte, kıyıda, kenarda, köşede kendiliğinden çimlenip çıkmış "hudâyinâbit" ağaçlar ve onlara yapılan sürgün, ot, çevre temizliği, budama, taşla/çıtayla korumaya alma, iple sabitleme gibi bakım işlerinin bir kısmı ve fotoğrafı.

Yol kenarındaki ağaçlara bakım yaparken uzaktan, yukarıdan gelen ses "kolay gelsin, demek tek kafası kırık ben değilmişim, İşte bir kafası kırık daha, bakın buradaki ağaçları hep ben diktim" diyerek apartmanın üst katlarından aşağıdaki ağaçları gösteriyordu.

Nice sonrasında, başka bir yerde yanımızdan geçen 3-4 yaşlarındaki küçük kız, babasına sordu, 'baba, ne yapıyor bu adam?' Ağacı, iple (rafya) sarıp bağladığımızı görünce cevabı yine kendisi verdi: 'Ağacı iyileştiriyor değil mi?' Ne güzel söyledin sen küçük kız, ne güzel bir ad buldun yapılan bu işe. Evet, bu olsa olsa "ağaçları iyileştirmek" olabilir.

Belki sizin yürüdüğünüz yerlerde de iyileştireceğiniz hudâyinâbitler vardır.

Reklam panosunun yanına sığınmış kayısı,
sürgünleri ve otları temizlendi.

Aydınlatma direğinin önünde çıkmış bir dut,
temizlik öncesi hâli.

Aydınlatma direğinin önünde çıkmış bir dut,
sürgün ve otlar temizlendi,
iple sabitlendi, sonraki hâli.

Parkın köşesinde çıkmış bir akasya,
temizlik öncesi hâli. 

Parkın köşesinde çıkmış bir akasya,
sürgün ve otlar temizlendi, sonraki hâli.

Çam ağacının yanına sığınmış bir çitlembik,
sürgünleri temizlendi.

Kaldırım kenarında çınarlar,
fazla sürgün ve otlar temizlendi.

Otopark duvarı dibinde incir,
sürgün ve otlar temizlendi.

Duvar dibinde kavak, temizlikten önceki hâli.

Kavak, sürgün ve otlar temizlendi, sonraki hâli

Erik ağacının yanında çıkmış bir dut,  önceki hâli.

Dut, sürgün ve otlar temizlendi,
iple bağlanıp sabitlendi,
sonraki hâli.

Eriğin yanında bir çitlembik, sürgünleri temizlendi,
iple bağlanıp sabitlendi.

Kaldırım kenarında bir çınar, sürgünler temizlendi.

Yol kenarında bir erik, sürgün ve otlar temizlendi,
ip ve koruma çıtasıyla bağlanıp sabitlendi.


























































































































































































































































Ömürleri uzun ola...

7 Eylül 2017 Perşembe

Vira bismillah... Sezonun ilk tohumunu gömdük.


2017 tohum mevsimi sezon açılışı,
2 adet at kestanesi tohumu gömüldü.















Eylül ayı, sonbahar, kış ve ilkbahar başlangıcına kadar süren tohum mevsiminin başlangıcıdır. Bu yılın tohum mevsiminin kendi adımıza sezon açılışını, yol kenarında rastladığımız bir ağaçtan aldığımız üç adet at kestanesi (aesculus) tohumuyla yapmış olduk.

2017 tohum mevsimi sezon açılışı,
1 adet at kestanesi tohumu gömüldü.















"Hudâyinâbit" gibi olsun diye de, cadde kenarında kaldırım taşı ile duvar arasındaki boşluğa, iki küçük çukur açarak gömdük.

İnşallah üçü de çıka ve ömürleri uzun ola.

6 Eylül 2017 Çarşamba

1 insan, 40 yıl, 550 hektar... Jadav Payeng.


Hindistan'da yaşayan Jadav Molai Payeng adındaki bir adam, eskiden çorak bir arazi olan ama günümüzde 550 hektarlık ormana dönüşen Majuli Adası'nı kurtarmak için 1979'dan beri mücadele ediyor. Majuli adasında meydana gelen çölleşme, erozyon ve sellerden dolayı yaşadığı bölgeyi ağaçlandırmaya karar vermiş. Ve 40 yılın sonunda başarmış.

Şimdilerde orman olan o çöl filden maymuna, kaplandan gergedana binlerce yaban hayvanına da ev sahipliği yapıyor:



Bkz. 1 kişi, 1 milyondan fazla ağaç dikebilir mi?

4 Eylül 2017 Pazartesi

2009'dan 2017'ye bir portakal ağacı.


Portakal saksıda, 2009
2009'da saksıda çimlendirilen bu portakal, birkaç saksı değişiminden sonra 2017 yazında, olabileceği en iyi yere, bir güzel bahçeye dikildi.

Ömrü uzun ola...

Portakal bahçede, 2017

Hudâyinâbit ağaçlar...


Boru içinde çimlenen çınar yapraklı akçaağaç
Hudâyinâbit (veya hudâinâbit) ne güzel, ne anlamlı bir kelime. "Ekilmeden kendiliğinden biten bitki" mânâsına geliyor. Yaşadığımız şehirde (boş) arsa, arazi, tarla olmadığı için ya da olsa bile dilediğimiz an ağaç, fidan bulamayacağımız için ağaç, tohum, fidan; ekme, dikme, yetiştirme açlığımızı kıyıda, kenarda, köşede çıkan "hudâyinâbit" ağaçlarla gidermeye çalışıyoruz.

Aslında çok da iyi ediyoruz. Yanınızda, çantanızda, otomobilinizde, ofisinizde ağaç taşıyamaz, bulunduramazsınız ama ister işlek bir caddede ister tenha bir sokakta, yani herhangi bir yerde, herhangi bir amaçla yürürken, giderken, gelirken kıyıda, köşede, kenarda kendiliğinden çimlenip çıkmış bir ağaca/fidana mutlaka rastlarsınız.

Biz, bazen gecenin 03:00'ünde bir yere araçla giderken, bazen önemli bir toplantı sonrası yürürken hudâyinâbit ağaçlara, o kadar çok ve o kadar ilginç yerlerde rastlıyoruz ki, niye çok önceden, hatta çoook eskiden bu işe başlamadık ki, diye hayıflanıyoruz.

Ve rastladığımız bu ağaçlara budama, sürgün, ot ve çevre temizliği, taşla veya çıtayla korumaya alma, iple sabitleme gibi bakımlarını gönüllü olarak yapmaya çalışıyoruz. Bir daha oralardan geçemeyecek olsak, tekrar o ağacı göremeyecek olsak bile onları kendimiz dikmiş gibi sahipleniyoruz.

Siz de etrafınıza bakın, daha çabuk, daha biçimli büyümek için yardımınıza ihtiyacı olan hudâyinâbitleri mutlaka göreceksiniz.

Tamamının fotoğrafını çekmiyoruz ama önceki hâllerine nazaran -görece- bakımı yapılan onlarca, yüzlerce hudâyinâbit ağaçtan, fidandan bir kısmı.

Ömürleri uzun ola...

Dut, sürgünler temizlendi, çıtayla sabitlendi

Akçaağaç, sürgün ve otlar temizlendi,
demire iple bağlanıp sabitlendi

Çınar, sürgünler temizlendi, iple sabitlendi

Çınar, temizlik öncesi

Çınar, temizlik sonrası

Akasya, sürgün ve otlar temizlendi,
koruma çıtasıyla sabitlendi

Dişbudak, sürgün ve otlar temizlendi,
dik durması için koruma çıtasıyla sabitlendi

Kavak, sürgün ve otlar temizlendi

Akasya, sürgün ve otlar temizlendi

Çınar, sürgün ve otlar temizlendi,
koruma çıtasıyla sabitlendi

Kayısı, temizlik öncesi

Kayısı, temizlik sonrası

Çitlembik, sürgün ve otlar temizlendi

Sakız ağacı, sürgün ve otlar temizlendi

Çitlembik, sürgünler temizlendi

İncir, sürgün ve otlar temizlendi