30 Kasım 2017 Perşembe

Saksıya gömdüğümüz meşe tohumu filizlendi.


Dışarıda kış mevsimi şartları var. Caddede, yolda, kenarda, kıyıda toprağa gömdüğümüz yüzlerce meşe tohumu, çimlenip çıkabilmek için baharı (neredeyse 5-6 ay var) beklemek zorunda. Ancak ofiste, pencere önündeki saksıya gömdüğümüz meşe tohumu, sıcaklık oda şartlarında olduğu için hemen çıktı.

Yaprak döken bir ağaç türü olarak şu an doğasının aksine kış mevsiminde büyümeye devam ediyor. Bahar ve yaz döneminde de büyümeye devam edip önümüzdeki sonbaharda yaprak dökecektir sanırım. Mevcut oda şartlarındayken önümüzdeki mevsim değişikliklerine nasıl tepki vereceğini yaşayarak, bekleyerek göreceğiz.

İnşallah ömrü uzun ola...

GÜNCELLEME:
Eylül 2018 itibariyle (10 ay önce çimlenen) meşenin durumu bu şekilde. Boyu, yaklaşık 35 cm'ye ulaştı. Oda ortamındayken sonbaharda çimlenip kış boyu yeşil ama büyümeden kaldı. Baharla birlikte uzamaya başladı. Bakalım bu yılın kışında ne yapacak?

Eylül 2018 itibariyle 

GÜNCELLEME: Mart 2019 itibariyle meşemiz ağaşağıdaki gibi, boyu yarım metreyi geçti. Bahar sonu yaz başına doğru havalar iyice ısınınca ikinci bir sürgün daha verirse boyu 1 metreye yaklaşacak. Kışı, içeride oda ortamında geçirdiği için yapraklarını dökmedi. Biz de kışın sonuna doğru dışarı bırakarak uykuya yatırıp biraz zorlamayla yapraklarını dökmesini sağladık. Bahar gelmeden tekrar içeriye alınca cinslerinden önce tomurcuklanıp yaprak açmış oldu. Sanırım bu kış, dışarıya bırakmayacağız.

Mart 2019 itibariyle

2 Kasım 2017 Perşembe

Kurumaya bıraktığımız iğde çekirdekleri ekilmeye hazır.


Bal iğdesi.
Çocukluğumuzun mütevazı kuruyemişi. Çok olduğu için mi, yanımızdaki, yöremizdeki ağaçlarda yetiştiğini gördüğümüz için mi bilmiyorum, bir yer fıstığı, bir leblebi kadar bile kıymetli değildi, tıpkı (siyah) kuru üzüm gibi. Şimdilerde bal iğdesini, kuruyemişçi raflarında kıymetli yemişlerle yarışan fiyatlarla satıldığını görüyor olsak da...

Bu sonbahar, memleketten gelen kışlık erzakların arasından bir miktar "bal iğdesi" de çıktı. Taze iğdeleri, afiyetle yiyip çekirdeklerini, uygun yerlere bilahire gömülmek/ekilmek üzere, kurumaya bırakmıştık. Şimdi kurumuş iğde çekirdeklerimizi yanımızda taşıyor, sağa sola, rastgele ama korunaklı, kuytu yerlere ekiyoruz.

İğde çekirdeklerinin tamamı baharda inşallah çimlenip çıka, büyüyüp ağaç ola, ömürleri de uzun ola.

31 Ekim 2017 Salı

Meşe tohumlarımızı toplayıp kenara kıyıya, köşeye bucağa gömüyoruz...


Meşe palamutlarını (pelit) yakınlarımızdaki koruluktan topladım. Şapkalı (kâseli) olanları bir ağaçtan, şapkasız olanları başka başka ağaçların altından, yere dökülmüş olarak topladım. Tohumları yanımda, çantamda taşıyorum. Yürürken gelirken giderken kaldırım kenarlarına, apartman önlerindeki çiçekliklere, uygun boşluklara, duvar diplerine, kuytu alanlara, korunakları yerlere gömüyorum. Meşe palamutu, yapısı gereği toprağa kolayca girebilen bir tohum. Ucunu toprağa biraz gömüp parmakla pastırmak, tohumun toprağa bir kaç santimetre (üzeri toprakla örtülecek kadar) girmesi için yeterli oluyor.

Belki sizin oralarda da meşe tohumları vardır. Ağaçlarda öylece bekliyordur ya da yerlere dökülmüştür de, toplanıp uygun yerlere gömülecektir.

Topladığımız, ektiğimiz, gömdüğümüz meşe tohumlarının (meşe palamutu, pelit) tamamı inşallah çimlenip çıka, büyüyüp ağaç ola, ömürleri de uzun ola...


26 Ekim 2017 Perşembe

Gladiçya tohumlarımızı topladık.


Toplanan gladiçya tohumları
Gladiçya (yalancı keçiboynuzu, honey locust, gleditsia triacanthos), arabayla eve dönerken yol kenarındaki yeşil alanda uzun (20-30 cm), kahverengi ve kurumuş kapsülleriyle görünce hemen uygun bir yerde durup yanımdaki poşetin alabileceği kadar doldurdum. Sonra uzun, kurumuş kapsüllerden olgunlaşmış tohumları tek tek çıkardım. Bir kısmını iki küçük torbaya doldurdum, bir kısmını da elimi attığımda hemen ulaşabileceğim şekilde, çantamın yan cebine koydum.

Sanırım, 700-800 adet kadar gladiçya tohumum var. Tamamı, çimlenip çıkar mı, çıksa büyümeyi başabilir mi, bilemiyorum ama tohumları gömerken korunaklı, kuytu yerler seçmeye dikkat ediyorum. En kötü ihtimalde yarısı çimlense, ki gladiçya tohumlarının çimlenme engeli, zorluğu yok, çok kolay çimlenen bir tohum çeşidi. Bu yarının da %10'u ağaç olup büyümeyi başarsa 35-40 ağaç eder.

Olgunlaşmamış gladiçya tohumları bu şekildedir
Bu kadar tohumu ne mi yapacağım? Yanımda, çantamda taşıyıp yürürken, gelirken, giderken gördüğüm, uygun, korunaklı alanlara ekeceğim, ekiyorum. Bu alanlar, bazen bir apartmanın önündeki yeşillik, bazen bir dükkanın girişindeki büyük bir çiçeklik, bazen yol ortasında uygun bir boşluk, bazen bodur süs bitkilerinin altı, arası olabiliyor. Ekme işlemi de çok basit: Uygun bir yer gördüğümde çantamdan 1 tane tohum alıp parmağımla üzerine hafifçe bastırıp 1-2 cm kadar gömülmesini sağlıyorum.

Siz de hiç bir zorluğa, zahmete kahlanmadan, yanınızda taşıdığınız yarım fasulye kadar küçük bir tohum sayesinde, örneğin bir plazaya görüşmeye giderken/girerken bile bir kaç yıl sonrası için ağaç dikmiş olabilirsiniz.

İnşallah tamamı çimlenip çıka, büyüyüp ağaç ola, ömürleri de uzun ola.

25 Ekim 2017 Çarşamba

Portakallarımızı küçük saksılara şaşırtıp eşe, dosta hediye ettik.


Portakallar, küçük saksılara şaşırtma yapılırken
Portakal ormanımızı, ki içinde biraz limon da vardı, seyrekleştirip her birini küçük pet saksılara şaşırtıp eşe, dosta, komşuya hediye ettik. Aslında çimlenip çıktıktan bir kaç hafta sonra şaşırtmamız (şaşırtma, çimlenen ağacı başka bir saksıya, kaba dikme işlemi) gerekirken fırsat bulamadığımız için biz bir kaç ay sonrasında ancak yapabildik. Sökmek, ayrımak biraz zor oldu, kökleri tamamen birbirine girmiş durumdaydı.

Portakal ve limon hediyesi alanlar çok sevindi. İnşallah ömürleri uzun ola...

Hediye edilmeyi bekleyen portakallar
Portakallar, şaşırtma öncesi görünümü
 




































Bkz. 

Ofiste, evde, balkonda, saksıda limon, portakal, mandalina ağaçları yetiştirmek.
Dostlarınıza, arkadaşlarınıza saksıda limon, portakal ağacı hediye edin.
Portakal ormanı...

22 Ekim 2017 Pazar

Bu sezonun son at kestanesi tohumlarını ektik.


Belki başka yerlerde toplanmayı bekleyen nice at kestanesi tohumu vardır ama biz, buralardakini topladık. Belki 1000 adet civarında, üç poşet dolusu at kestanesi tohumu. Mahalledeki büyük parka, yol kenarına, kaldırım kenarlarına ve daha nice boş, kuytu, korunaklı, uygun yere mini keserimiz marifetiyle ektik.

Bakalım baharda çimlenip çıkmış olanlarını görebilecek miyiz?

İnşallah tamamı çimlenip çıka, büyüyüp ağaca dura ve ömürleri uzun ola...


18 Ekim 2017 Çarşamba

Minibüs beklerken bulduğumuz saplı meşe tohumunu ektik.


Meşe palamutları, (saplı meşe)
Akşam üzeri bir yerden ziyaret dönüşü, köşe başında minibüs bekerken yerde bir kaç adet meşe palamudu (pelit) gördüm. Kafamı kaldırıp baktığımda kocaman bir meşe ağacının altında durduğumu farkettim. Olgunlaşmış, saplı meşe tohumları dallarda tombik tombik sallanıyordu. Etrafta da ağaçtan düşüp sağa sola yayılmış meşe palamutları görülüyordu. Yanımda taşıdığım mini poşeti çıkarıp yerdekileri topladım ve sırt çantama attım. Bir kaç tanesini de, uzanabildiğim dallardan kopardım. Minibüs bekleme süresi içinde sanırım 20 adet kadar meşe tohumu olmuştu.

Ertesi gün, caddenin ortasındaki refüje, bodur süs bitkilerinin arasına/altına, korunaklı bir yer olarak kurda, kuşa, inşana faydalı olması niyetiyle ektim. İnsan minibüs beklerken bulduğu -20 ağaç değilse de, ağaç olması umumlan- 20 tohumu avucuna sığdırabiliyor. Siz de etrafınıza bakın, durduğunuz, yürüdüğünüz, geldiğiniz, gittiğiniz yerlerde kendisini farketmenizi bekleyen ağaçlar, avucunuza toplamanızı bekleyen sevimli, tombik tohumlar olabilir.

Korunaklı alana ekilen saplı meşe tohumları
İnşallah tamamı çimlenip çıka, büyüye ve ömürleri uzun ola...

16 Ekim 2017 Pazartesi

Meşe palamutlarını parklara, yol kenarlarına, refüjlere ektik.


Toplanan meşe palamutları (pelit)
Yakınlardaki koruluktan -belki de biraz erkence- topladığımız meşe palamutlarını (pelit), iş yoğunluğu nedeniyle fırsat bulamadığımız için 5-6 gün kadar bekletmek zorunda kaldıktan sonra ekebildik. Tohumların biraz beklemeleri aslında iyi oldu, yeşil olanlar da bu süre içinde demlendi, kahverengi tonlarına dönüştü.

Bodur süs bitkileri arasına ekilen tohumlar
300 kadar tohumu parklar, yol kenarları ve refüjlerdeki bodur süs bitkilerinin arası gibi uygun ve korunaklı yerlere gömdük. Önceki mini küreğimize nazaran çukur açma işimizi oldukça kolaylaştıran mini keserimiz, hem tohum ekme işinin kısa sürede bitmesini sağladı hem de pratik bir çukur açıcı olduğu için neredeyse hiç zorlamadı, yormadı.

İnşallah tohumların tamamı çimlenip çıka, büyüye ve ömürleri uzun ola.

Şehrin merkezinde artık yoklar ama meşe palamudunu en çok sincaplar sever. Ekilen bu tohumlar ağaca durup kemirgenler, kuşlar, kurtlar ile karıncalara yem ve yuva, insana gölge ve serinlik ola...

Meşe tohumları



15 Ekim 2017 Pazar

Bir avuç ceviz...


Okulun önüne park ettiğim aracı, almaya giderken yolun kenarındaki ağaçtan yerde dökülmüş 7-8 adet ceviz buldum. Avucuma toplayıp korunaklı bir yere -parktaki süs bitkilerinin arasına- gömdüm. Herhangi bir karganın gömdüğü tohum kadar çok olamasa da, ev ile okul arasındaki bir kaç dakikalık yolda yürürken bulunabilecek tohum ve sayı için iyi sayılabilir.

İnşallah tamamı çimlenip çıka, büyüye, ömürleri uzun ola... Çocuklar, kurtlar, kuşlar, karıncalar ve niceleri yiye, gölgelene, faydalana...

5 Ekim 2017 Perşembe

Ağaçları iyileştirmek...


Çınar, sürgünleri temizlendikten sonra
Ağaçları iyileştirmek, süregelen bir eylemin devamı olarak yolda kenarda, kıyıda köşede kendiliğinden çimlenip büyüyen ya da ekildikten sonra bir şekilde fizikî zarar görmüş ağaçların o anki imkânlar, yapılabilecekler ölçüsünde görece bakımı. İyileştirilen ağaçlar bu kez, iki cadde arasındaki kısa geçiş yolu üzerindeki kaldırım kenarında yer alıyordu. İki çınar, bir ıhlamur, bir incir ve bir manolya ağacı. Ağaçların sürgün fazlalıklarını budayıp temizledim.

Çınar, sürgünleri temizlenmeden önce
Ağaçların hemen önünde bir oto yıkamacı vardı. İçeride oturan birinin yanına gidip selam verdim. "Ağaç sever misiniz?" sorusuna "severim" tabi cevabını verince elimle ağaçları göstererek "bunları da sevin o zaman" dedim. "Ya ben onları ot zannediyordum, ağaç mıymış" şaşkınlığını "ot olur mu, çınar ağacı bu, yüzlerce yıl yaşar, çok güzel bir ağaçtır, bunlar artık size emanet bakarsınız, sularsınız, korursunuz" diye cevapladım. Çok ilgilendi sağ olsun, kendisi yaptığı gibi çalışan elemanlarını da görevlendirdi. Ağaçların etrafını, biriken çöpleri temizletti.

İnşallah tamamının ömürleri uzun ola...

Çınar

Manolya

Ihlamur

Yol kenarında bir gladiçya...


Gladiçya.
Nam-ı diğer yalancı keçiboynuzu, yani honey locust, yani gleditsia triacanthos.
Her gün önünden geçtiğimiz yerde, bağlantı yolu ayrımıyla caddenin birleştiği yayın içinde, yol kenarında kendi kendisine çimlenip büyümüş (hudâyinâbit) bir ağaççık. Daha önce sürgün budamasını, temizliğini yapıp yanımızda koruma çıtası bulunmadığı için refüjün demirlerine otlarla, kesilen sürgünlerle vs tutundurup bağlamıştık.

Bugün, evden çıkarken (koruma, sabitleme) çıtarlarından bir tanesini yanımıza alıp gladiçyayı ziyarete gitmeye niyet etmiştik. Ziyaret için otobüsten, günlük rutine göre bir durak önce inmemiz ve biraz yürümemiz gerekiyordu. Yürürken yerde, ezilmiş bir at kestanesi tohumu gördüm. Demek ki yakınlarda bir yerlerde at kestanesi ağacı vardı. Sağ tarafa dönüp baktığımda, biraz geride apartman bahçesinden kaldırıma doğru sarkan kocaman bir at kestanesi ağacı duruyordu.

Yanına gittim, ağacın altına dökülmüş 8-10 kadar at kestanesi tohumunu avucuma doldurdum. Nasıl olsa gladiçyaya kadar bir kaç yüz metre yürüyecektim. Yürürken elimdeki çıtanın sivri ucuyla uygun ve korunaklı yerlere küçük çukurlar açabilir ve elimdeki tohumları oraya gömebilirdim. Aynen öyle yaptım, at kestansi tohumlarını kuytu ve korunaklı yerlere ektim.

İnsan, sabah işe gelirken bile, otobüsten bir durak önce inerek 8-10 tane ağaç (tohum) ekip bir ağaca da bakım yapabiliyormuş, demek ki. İnşallah at kestanesi tohumlarının tamamı baharda çimlenip çıka ve ömürleri uzun ola...

Gladiçyanın koruma, sabitleme çıtasını, yerden bulduğum bir taşla sağlam bir şekilde çaktım. Yanımda getirdiğim iple iki noktadan bağlayıp sabitledim. Tekrardan çıkmış olan fazlalık sürgünlerini kopardım.

İnşallah, gladiçyanın da ömrü uzun ola...

1 Ekim 2017 Pazar

Bu hafta sonu da at kestanesi tohumu ektik.


Topladığımız at kestanesi tohumları
Hemen yakınlarımızda, mahallemizde cadde kenarında ve caddeye bakan sokaklardaki yetişkin at kestanesi ağaçlarından yere düşmüş tohumları topladık yine. Araçların, yayaların ezmediği sağlam kalmış olanları... Bu hafta, geçen haftaya göre çok daha fazla (yaklaşık 300 adet) topladık. Üstelik bu kez, çınar, gladiçya (dikenli akasya) ve adını bilmediğimiz bir ağacın tohumlarından da bir miktar vardı.

Açılan çukura gömülen tohumlar
Mahalledeki büyük parkın etrafındaki çit/süs bitkilerinin altına, geçen haftadan kalan yerlere gömdük tohumları. Birer metre arayla 8-10 cm derinliğinde açabildiğimiz çukurlara, 3-4 adet at kestanesi tohumu ektik. Ekim işlemi bittikten sonra, yağan yağmur kuru olan toprağı bir güzel ıslattı.

Tohumlar, parkın kenarındaki korunaklı yerde
Tohum toplama ve ekme işine, -at kestanelerinden sonra meşe palamutu ve diğer tohumların da olgunlaşmasıyla- bahara kadar devam edeceğiz.

Bkz. At kestanesi tohumlarımızı parkın kenarlarına ektik.

İnşallah tamamı çimlenip çıka, büyüyüp ağaç ola, ömürleri de uzun ola. Ve inşallah baharda çimlenmiş hallerini fotoğraflayıp burada yayınlamak da nasib ola...

26 Eylül 2017 Salı

Minik saksılarda çınar tohumları...


Dondurma kaplarına çınar tohumları
Minik saksılara, ki onlar aslında dondurma kapları, çınar tohumlarımızı ektik. Peki çınar tohumunu nereden bulduk? Her yerde var ki! Etraf çınar ağacı dolu, şöyle bir başınızı çevirip sağa sola bakmanız, onu bulmanız yeterli... Çınar ağacının tohumu, dallara ince bir sapla bağlı pürüzlü bir top şeklindedir. Tohumlar, bu topa saplanmış küçük kıymıklar şeklinde dizlidir ve rüzgârda ya da başka bir fizikî etkiyle dağılır. Küçük tohumların ucunda, pamukçuktan oluşan paraşütü vardır ki, zaten küçük ve hafif olan tohum rüzgârla uzak mesafelere bu sayede uçup gidebilir.

Ekim işlemini şu şekilde yaptık:

Yıkayıp temizlediğmiz ve altına su tahliye deliği açtığımız minik dondurma kaplarına, elimizde hazır bulunan çiçek toprağından bir miktar koyduk. Toprak koyarken ve düzleştirirken fazlaca bastırmamaya dikkat ettik ki, çimlenmeyi engelleyecek sert bir ortam olmasın.

Kabın üst yüzeyiyle toprak yüzeyi arasına 1 cm kadar boşluk olacak şekilde küçük tohumları (8-10 adet) toprak yüzeyine bıraktık. Üzerine 0,5 cm kadar -göz kararı- toprak atıp hafifçe düzleştirdik. Sprey ile yeteri miktar suladık. Pencere önüne, sonbahar soğukları ve kış yaklaştığı için iç ortama, diğer saksıların arasına çimlenmek üzere bıraktık.

Siz de bulduğunuz çınar tohumlarını ya da başka başka ağaçların tohumlarını, bulduğunuz herhangi bir kaba benzer şekilde ekebilir, çimlendirme tecrübesi yaşayabilirsiniz. Öyle uzman olmaya, teknik detaylar, püf noktalar bilmeye -istisna durumlar dışında- gerek yok.

Çimlenmenin temel mantığı çok basit: Bir kap, bir tohum, bir avuç toprak...

Olgun çınar tohumları, bir kısmı uçmuş
Çınar tohumları için katlama (buzdolabı ya da benzeri bir ortamda, belli bir derecede, belli bir zaman bekletme) işlemi gerektiği (de) ifade ediliyor ancak biz, tohumları katlama işlemi yapmadan ektik. Ki katlama yapıldana doğrudan saksıya, toprağa ekildiğinde çimlenip çıktığını biliyoruz. Bakalım bizdeki sonuç ne olacak?

İnşallah tamamı çimlenip çıka, büyüye ve ömürleri uzun ola...  

25 Eylül 2017 Pazartesi

At kestanesi tohumlarımızı parkın kenarlarına ektik.


Toplanan at kestanesi tohumları, parka ekildi.
Biz de bu hafta sonunu böyle değerlendirdik. Niyet ve planımız, 4-5 km ötedeki bir parka gidip at kestanesi ağacının altına dökülmüş tohumları toplamak ve dönüp mahalledeki büyük parkın kenarlarına ekmekti. Ektik ama at kestanesi tohumu için o kadar uzağa gitmeden. Yani ağaç dikmek, tohum ekmek için öyle çok çok uzaklara, büyük zahmetlere girmeye, nasıl yapacağım, yapabilir miyim, diye uzun uzun düşünmeye gerek yok. (ki, aslında 4-5 km bu güzel iş için hiç de uzun, uzak bir mesafe değil, olacaksa şayet zahmeti de zahmet değil.) Araçla giderken mahalleden az biraz çıkınca ana caddeye bakan sokaklarda büyük büyük at kestanesi ağaçlarını fark ettim. Aracı park edip sağlı sollu at kestanesi ağaçlarının altından bulabildiğim kadar tohumu elimdeki poşete doldurdum. Saymadım ama tahminen 200* kadar vardı. Belki daha fazla...

Tohumları toplarken yanımdan geçen bir amcayla aramızda şöyle bir diyalog geçti:
- Niye topluyorsunuz?
+Sizce?
- Basura iyi geliyormuş. Basur için mi?
+Hayır, onu bilmiyorum, ağaçsızlığa iyi geliyor, o nedenle topluyorum, ekiyorum.
-Nereye, bahçeye mi, bahçenize mi; bahçeniz mi var?
+Toprağa; rast gele, parka, bahçeye, uygun olan her yere...
-Basura iyi geliyormuş, diyorlar.
+???!!!

Tohumlar, baharda çimlenip çıkınca
kuytuda korunabilmeleri için
parktaki süs bitkileri arasına ekildi
Hemen mahalledeki büyük parka dönerek araba bagajında taşıdığım küçük bahçe setini de yanıma alıp daha önceden düşündüğüm şekilde ekmek üzere hemen işe koyuldum. Tohumların ekimiyle ilgili düşündüğüm şuydu: Malum parkların her yaştan ziyaretçisi fazla olur. Bu nedenle tohumları, kenara bile eksem açık alan olduğu, herhangi bir fizikî koruma imkânı olmadığı, koruyucu olsa da işe yaramayacağı için baharda -hepsi çıkmasa bile- çıkabilen tazecikler koşan, oynayan, yürüyen, ezen, koparan, kıranlar nedeniyle maalesef yaşayamayacaktı.

Bunu düşünerek parkın kenarına hem süs bitkisi hem çit/duvar olarak dikilmiş çalılıkların arasına, içine, altına basılıp ezilmeyecek, fark edilip koparılmayacak şekilde çukurlara gömdüm. Böylece hem ezilip basılmaktan hem de süs bitkilerinin arasında nispeten gölge ortamda yaz sıcaklarına karşı daha rahat korunabilecekler.

Açılan çukurlara gömülen tohumlar
Parkın ana giriş kapısından itibaren yaklaşık 200 metre boyunca boşluk durumuna göre 2-3 metreye bir çukur açtım. Çukurlara, tohumların çimlenmeme ihtimalini de düşünerek genellikle 3, bazısına 4 adet tohum attım. Bu da ortalama 60-70 civarı çukur açtığımızı gösterir. Çukur derinlikleri, yaklaşık 10 cm civarı oldu. Zemin biraz sertti, küreğim de küçük olduğu için açarken zorlandım ama toprak kalitesi hiç fena değildi.

At kestanesi tohumu (ve meşe palamutu -pelit-), toprağa gömüldüğünde kurt, kemirgen vs zararlılar tohumu ve çimlenme sonrası taze kökleri yiyebilir. Bunu önlemek için tohumlar mazot, gaz yağı gibi kötü kokusuyla caydırıcı olan bu maddelerin karışımıyla hazırlanmış suda bir müddet bekletilmelidir. Biz tohumları, bu koruyucu işlemi yapmadan ektik.

Bunu, benzerlerini, çok daha iyisini, çok daha fazlasını sizler de yapabilirsiniz. Yalnız ya da varsa eşinizle, çocuklarınızla veya arkadaşlarınızla, çok daha büyük arkadaş gruplarıyla... Yapın, elinizi çabuk tutun, çünkü tohum mevsimi geldi, geçiyor. (Bkz. Tohum mevsimi)

Çukurda at kestanesi tohumları
Umulur ki hepsi baharda çimlenip çıka, baharı, yazı nice tehlikeleri atlata, büyüyüp ömürleri inşallah uzun ola...

***
Çukurları açıp ekim yaparken yanındaki küçük kızıyla bir kadın geldi, merak ettiğini ve ne yaptığımı sordu, kısaca anlattım, ilgiyle dinledi, teşekkür etti. Tohumlardan kendisine ve küçük kızına verdim. Saksıya ekmesini, baharda çıkacağını söyledim. Tekrar teşekkür etti, gitti. Bir kaç dakika sonra bir başka kadın geldi. Benzer sorularına, benzer cevaplar ve at kestanesi tohumları verdim. O da teşekkür etti, gitti.

Önümüzdeki hafta sonunda ve sonraki günlerde, parkın kalan yerlerine ve başka başka yerlere, başka başka tohumlar ekmeye devam edeceğiz.

*Bir karga, yılda ortalama 100.000 (yüz bin) tohum gömer.

At kestanesi tohumu, ağaçta bu şekilde asılı durur.
Olgunlaşan tohum, düşer.

20 Eylül 2017 Çarşamba

Karganın saksıya gömdüğü ceviz...


Karganın gömdüğü ceviz
Gece, balkondaki saksıları sularken yarı karanlık olduğu için ilk anda fark edemedim. Saksılardan birinin toprak yüzeyinin hafifçe bozulduğunu gördüm. Kuşların eşelenirken toprağı karıştırdığını düşünüp elimle düzeltmeye çalışırken dikkalice baktığımda bir cevizin, yarpuzun yanına gömülmüş olduğu gördüm.

Ceviz, yarısı gömülmüş, yarısı açık şekilde saksının kenarında duruyordu. Üzerini örtmek, daha derine gömmek ya da yerini değiştirmek gibi bir şey yapmadım. Üzeri yarı açık ve görülebilir olduğu için o karga* (ki kargalar unutkandır, gömdüğü tohumu, yerini hatırlayamadığı için bir daha bulamaz) ya da başka bir kuş gelip yemek için alabilir ya da ceviz, bu şekilde çimlenebilir, belki de çimlenemeyebilir. Bilemiyorum. Bekleyip göreceğiz. Cevizin nasibi neyse -yenilmek, çimlenmek, çimlenmemek ya da başka bir şey- onu yaşasın diye öylece bıraktım.

Umulur ki çimlene, büyüye, ömrü uzun ola...

*Bir karga, yılda ortalama 100.000 (yüz bin) tohum gömer.



18 Eylül 2017 Pazartesi

Nâdirattan bir ağaç: Lâle ağacı...


Lâle ağacı, liriodendron tulipifera
Lâle ağacı, Güney Amerika kökenli bir güzel ağaç. Dolayısıyla ülkemizde pek fazla bulunmuyor. Lâle ağacını, daha önce herhangi bir yerde gördüğümü hiç hatırlamıyorum. Ama meğerse yıllardır araçla ve/veya yaya olarak geçtiğim caddenin kaldırımında bir (1) tane varmış. Henüz çok genç, yaşını tam olarak kestiremedim ama gövdesi bilek kalınlığında.

Onu gördüğüme o kadar çok sevindim ki. Hemen fotoğrafını çektim. Sonbaharda olduğumuz için yaprakları sararıp kurumaya başlamıştı, dolayısıyla pek iyi (taze, yeşil) bir görüntü alamadım. Ancak dalların en altındaki fazladan çıkmış bir sürgünü kesip aldım, çelik niyetine... Hemen götürüp saksıya diktim. Çelik zamanı olup olmadığını, hatta çelikten çoğalıp çoğalmadığını bilmeden. Umarım çelik, köklenir ve bir güzel lâle ağacı olur.

Lâle ağacı çeliği
Ayrıca çok dikkatli şekilde tepelerde çiçek kalıntısı, tohum aradım ama yoktu. Sanırım henüz tohum verme yaşına gelmedi. Ya da çiçek/tohum var idiyse bile bir ihtimal, bu yazki dolu afetinden etkilendiği için çiçeği, tohum kozası döküldü.

Baharda, saksıdaki lâle çeliğinin tutmuş, yapraklanmış ve büyümüş hâlini, annesinin yeşil, taze yapraklı ve de çiçekli fotoğrafını çekip burada yayınlamak dileğiyle...

Ömürleri uzun ola...

17 Eylül 2017 Pazar

At kestanesi tohumlarımızı saksılara ektik.


Parktaki yaşlı at kestanesi ağacının altında bulduğumuz at kestanesi tohumlarını balkondaki boş saksılara ve saksıların boşluklarına gömdük. Bir kaç tanesini de başka bir şehre gitmek, orada site bahçesine gömülmek üzere misafirlerimize verdik.

Bakalım, baharda kaç tanesi çıkacak? İnşallah tamamı çıka, ömürleri de uzun ola...




11 Eylül 2017 Pazartesi

Hudâyinâbit ağaçlar 2, yani "ağaçları iyileştirmek"


Herhangi bir yolda, sokakta, caddede yürürken eşikte, kıyıda, kenarda, köşede kendiliğinden çimlenip çıkmış "hudâyinâbit" ağaçlar ve onlara yapılan sürgün, ot, çevre temizliği, budama, taşla/çıtayla korumaya alma, iple sabitleme gibi bakım işlerinin bir kısmı ve fotoğrafı.

Yol kenarındaki ağaçlara bakım yaparken uzaktan, yukarıdan gelen ses "kolay gelsin, demek tek kafası kırık ben değilmişim, İşte bir kafası kırık daha, bakın buradaki ağaçları hep ben diktim" diyerek apartmanın üst katlarından aşağıdaki ağaçları gösteriyordu.

Nice sonrasında, başka bir yerde yanımızdan geçen 3-4 yaşlarındaki küçük kız, babasına sordu, 'baba, ne yapıyor bu adam?' Ağacı, iple (rafya) sarıp bağladığımızı görünce cevabı yine kendisi verdi: 'Ağacı iyileştiriyor değil mi?' Ne güzel söyledin sen küçük kız, ne güzel bir ad buldun yapılan bu işe. Evet, bu olsa olsa "ağaçları iyileştirmek" olabilir.

Belki sizin yürüdüğünüz yerlerde de iyileştireceğiniz hudâyinâbitler vardır.

Reklam panosunun yanına sığınmış kayısı,
sürgünleri ve otları temizlendi.

Aydınlatma direğinin önünde çıkmış bir dut,
temizlik öncesi hâli.

Aydınlatma direğinin önünde çıkmış bir dut,
sürgün ve otlar temizlendi,
iple sabitlendi, sonraki hâli.

Parkın köşesinde çıkmış bir akasya,
temizlik öncesi hâli. 

Parkın köşesinde çıkmış bir akasya,
sürgün ve otlar temizlendi, sonraki hâli.

Çam ağacının yanına sığınmış bir çitlembik,
sürgünleri temizlendi.

Kaldırım kenarında çınarlar,
fazla sürgün ve otlar temizlendi.

Otopark duvarı dibinde incir,
sürgün ve otlar temizlendi.

Duvar dibinde kavak, temizlikten önceki hâli.

Kavak, sürgün ve otlar temizlendi, sonraki hâli

Erik ağacının yanında çıkmış bir dut,  önceki hâli.

Dut, sürgün ve otlar temizlendi,
iple bağlanıp sabitlendi,
sonraki hâli.

Eriğin yanında bir çitlembik, sürgünleri temizlendi,
iple bağlanıp sabitlendi.

Kaldırım kenarında bir çınar, sürgünler temizlendi.

Yol kenarında bir erik, sürgün ve otlar temizlendi,
ip ve koruma çıtasıyla bağlanıp sabitlendi.


























































































































































































































































Ömürleri uzun ola...