Bal iğdesi.
Çocukluğumuzun mütevazı kuruyemişi. Çok olduğu için mi, yanımızdaki, yöremizdeki ağaçlarda yetiştiğini gördüğümüz için mi bilmiyorum, bir yer fıstığı, bir leblebi kadar bile kıymetli değildi, tıpkı (siyah) kuru üzüm gibi. Şimdilerde bal iğdesini, kuruyemişçi raflarında kıymetli yemişlerle yarışan fiyatlarla satıldığını görüyor olsak da...
Bu sonbahar, memleketten gelen kışlık erzakların arasından bir miktar "bal iğdesi" de çıktı. Taze iğdeleri, afiyetle yiyip çekirdeklerini, uygun yerlere bilahire gömülmek/ekilmek üzere, kurumaya bırakmıştık. Şimdi kurumuş iğde çekirdeklerimizi yanımızda taşıyor, sağa sola, rastgele ama korunaklı, kuytu yerlere ekiyoruz.
İğde çekirdeklerinin tamamı baharda inşallah çimlenip çıka, büyüyüp ağaç ola, ömürleri de uzun ola.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder