Emekli öğretmen Rahim Demirbaş ağaçlandırma çalışmaları için üç evini de sattı. 10 yıldır tek başına sürdürdüğü ağaçlandırma çalışması için varını yoğunu sattı. Devlettin taşlık arazisini bile satın alan Demirbaş, 50 bin fidan dikti.
Bir zamanlar çevresi ormanlık alanlarla kaplı Konya’nın Ereğli ilçesine bağlı Beyören köyünün çölleşmesini kabullenemeyen emekli öğretmen Rahim Demirbaş, 10 yıldır sürdürdüğü ağaçlandırma çalışmalarında bugüne kadar 500 bin YTL harcadı. Ama öğretmenin, ağaçlandırma mücadelesi bitmedi.
50 yıl öncesine kadar ormanlık alanlarıyla bilinen yeşillik içindeki Beyören köyünde, son yıllarda ormanlarının yok olması ve topraklarının verimsizleşmesi nedeniyle tarımsal üretim ve hayvancılık terk edildi. Bu yüzden hane sayısı 220’den 30’a düşen, bunlardan 13’ünde sadece yaşlı kadınların kaldığı Beyören, köylünün yıllar önce ağaçları keserek yaptığı bilinçsizliğin bedelini ödüyor.
.Bir zamanlar çevresi ormanlık alanlarla kaplı Konya’nın Ereğli ilçesine bağlı Beyören köyünün çölleşmesini kabullenemeyen emekli öğretmen Rahim Demirbaş, 10 yıldır sürdürdüğü ağaçlandırma çalışmalarında bugüne kadar 500 bin YTL harcadı. Ama öğretmenin, ağaçlandırma mücadelesi bitmedi.
50 yıl öncesine kadar ormanlık alanlarıyla bilinen yeşillik içindeki Beyören köyünde, son yıllarda ormanlarının yok olması ve topraklarının verimsizleşmesi nedeniyle tarımsal üretim ve hayvancılık terk edildi. Bu yüzden hane sayısı 220’den 30’a düşen, bunlardan 13’ünde sadece yaşlı kadınların kaldığı Beyören, köylünün yıllar önce ağaçları keserek yaptığı bilinçsizliğin bedelini ödüyor.
.
İçinde birkaç kavak ağacından başka yeşilliği bulunmayan, çevresi kıraç ve taşlık araziyle kaplanan memleketi Beyören köyünün bu durumuna üzülen emekli matematik öğretmeni Rahim Demirbaş, kendi çabalarıyla çölleşmeye karşı savaş açtı. Vatan ve toprak sevdasıyla 1998 yılında, en azından kaybedilen ormanlık alanların bir bölümünü tekrar oluşturmak için harekete geçen Demirbaş, varını yoğunu sattı, birikimlerini bu yönde harcayarak fidan dikmeye başladı.
Demirbaş, çocukluğunda köyün ormanlık alanlarının içinde ağaç sıklığı nedeniyle gezmenin bile zor olduğunu belirterek, "Halk kesti, ama yenisini dikmedi. Bitmez sandılar, ama bitti, yok oldu. Gülü kokan, suyu akan yer olarak bilinen Beyören bu hale geldi. Şimdi bölgede bırakın gülü ot görünce sevinir olduk" dedi.
30 HANE KALAN KÖYDE MÜCADELE EDİYOR
Bir zamanlar tepeliklerde bağların, ormanlık alanda ceylanların bulunduğu Beyören’in bu duruma gelmesine gönlünün el vermediğini anlatan Demirbaş, şunları kaydetti:
"Şimdilerde su bulmak neredeyse imkansız. Oluşturduğum ormanlık alanlar için kendi çabamla 8 kilometre boru döşeyerek fidanlara çok az da olsa su getirdim. Göç sonunda geriye kalan 30 hanenin 13’ünde yaşayan yaşlılar ölünce kapılarını açan olmayacak. Okulumuz kapandı, insanlarımız kaçtı. Biz köy olarak, doğayı yok etmenin ne tür felaketlere neden olduğunun anlaşılması için çok iyi bir örneğiz." 2006’ya kadar köye yakın bölgelerde farklı alanlarda 200 dekar arazide ağaçlandırma çalışmaları yaptığını belirten Demirbaş, yeni ormanlık alanlar oluşturmak için hazineden 7 bin YTL karşılığında 64 dekar taşlık araziyi de satın aldığını söyledi. Bununla birlikte toplam 300 dekarlık alanı daha ağaçlandırmaya çalıştığını vurgulayan Demirbaş, şöyle devam etti: "Yaklaşık 17 bin YTL harcayarak 600 tonluk bir havuz daha yaptırdım. Fidanların dikimi için çukurları açmaya başladık. Bugüne kadar harcadığım para 500 bin YTL’yi buldu. Bunun 100 bin YTL’si borç. Bu borcu nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum. 3 evimi sattım, birikimlerimi ve elimde olmayan parayı harcadım.Oturduğum evi de satacaktım, ama eşim ve çocuklarım karşı çıktı. Halen harcıyorum. 2 köylüye fidan dikimi ve bakımı için ayda 600’er YTL para ödüyorum. Bu ayın maaşını halen veremedim. Bu yıl dikileceklerle birlikte 10 yılda 25 bin fidanı kendi imkanlarımla toprakla buluşturdum."
"SULAYAMADIĞIM FİDANLARIN ÖNÜNDE UTANIYORUM"
Ormanlık alanlarda en büyük sorununun susuzluk olduğunu belirten Demirbaş, "Suyu akan Beyören köyü şimdi suya hasret. Yaz aylarında su veremediğim fidanların önünde utanıyorum. Bana, 'bize ne yaptın, neden bu çölde bizi susuz bıraktın' der gibiler" diye konuştu.
.
Demirbaş, kendisine sürekli "Kazanmadığın halde neden bu kadar çaba harcıyorsun?" şeklinde sorular yöneltildiğini ifade ederek, "Para hırsıyla ormanları yakanlara inat, 50 bin fidan dikene kadar mücadele edeceğim" diye konuştu. Kuruyan, ancak kökünden yeniden filizlenmeye çalışan köy içinde kurumuş kara dut ağacını yaşatmak için bile mücadele verdiğini anlatan Demirbaş, "Sahibinden satın alıp ormanlık alana tekrar diktim. Oldukça yaşlı olan bu ağaç aslında her şeye tanık. Sahibi üzerinde odun doğradığı için bu hale gelmiş. Umarım hayata tekrar döner" dedi.
Çevre ve Orman Bakanlığının kendisine destek olmasını isteyen Demirbaş, ormanların bu şekilde tahrip olması durumunda ülkede tarımsal üretimin zarar göreceğini, köyden kente göçün önlenemeyeceğini bildirdi. Köyde yaşayan 13 yaşlı kadın ise "Çocukken köyü çevreleyen ormanlık alanlarda oynardık. Şimdilerde gölgesinde oturacak ağaç bulamaz olduk. Köyümüzün bu durumu bizi çok üzüyor. Umarım Demirbaş’ın çabaları olumlu sonuç verir" dediler. (aa)
Demirbaş, çocukluğunda köyün ormanlık alanlarının içinde ağaç sıklığı nedeniyle gezmenin bile zor olduğunu belirterek, "Halk kesti, ama yenisini dikmedi. Bitmez sandılar, ama bitti, yok oldu. Gülü kokan, suyu akan yer olarak bilinen Beyören bu hale geldi. Şimdi bölgede bırakın gülü ot görünce sevinir olduk" dedi.
30 HANE KALAN KÖYDE MÜCADELE EDİYOR
Bir zamanlar tepeliklerde bağların, ormanlık alanda ceylanların bulunduğu Beyören’in bu duruma gelmesine gönlünün el vermediğini anlatan Demirbaş, şunları kaydetti:
"Şimdilerde su bulmak neredeyse imkansız. Oluşturduğum ormanlık alanlar için kendi çabamla 8 kilometre boru döşeyerek fidanlara çok az da olsa su getirdim. Göç sonunda geriye kalan 30 hanenin 13’ünde yaşayan yaşlılar ölünce kapılarını açan olmayacak. Okulumuz kapandı, insanlarımız kaçtı. Biz köy olarak, doğayı yok etmenin ne tür felaketlere neden olduğunun anlaşılması için çok iyi bir örneğiz." 2006’ya kadar köye yakın bölgelerde farklı alanlarda 200 dekar arazide ağaçlandırma çalışmaları yaptığını belirten Demirbaş, yeni ormanlık alanlar oluşturmak için hazineden 7 bin YTL karşılığında 64 dekar taşlık araziyi de satın aldığını söyledi. Bununla birlikte toplam 300 dekarlık alanı daha ağaçlandırmaya çalıştığını vurgulayan Demirbaş, şöyle devam etti: "Yaklaşık 17 bin YTL harcayarak 600 tonluk bir havuz daha yaptırdım. Fidanların dikimi için çukurları açmaya başladık. Bugüne kadar harcadığım para 500 bin YTL’yi buldu. Bunun 100 bin YTL’si borç. Bu borcu nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum. 3 evimi sattım, birikimlerimi ve elimde olmayan parayı harcadım.Oturduğum evi de satacaktım, ama eşim ve çocuklarım karşı çıktı. Halen harcıyorum. 2 köylüye fidan dikimi ve bakımı için ayda 600’er YTL para ödüyorum. Bu ayın maaşını halen veremedim. Bu yıl dikileceklerle birlikte 10 yılda 25 bin fidanı kendi imkanlarımla toprakla buluşturdum."
"SULAYAMADIĞIM FİDANLARIN ÖNÜNDE UTANIYORUM"
Ormanlık alanlarda en büyük sorununun susuzluk olduğunu belirten Demirbaş, "Suyu akan Beyören köyü şimdi suya hasret. Yaz aylarında su veremediğim fidanların önünde utanıyorum. Bana, 'bize ne yaptın, neden bu çölde bizi susuz bıraktın' der gibiler" diye konuştu.
.
Demirbaş, kendisine sürekli "Kazanmadığın halde neden bu kadar çaba harcıyorsun?" şeklinde sorular yöneltildiğini ifade ederek, "Para hırsıyla ormanları yakanlara inat, 50 bin fidan dikene kadar mücadele edeceğim" diye konuştu. Kuruyan, ancak kökünden yeniden filizlenmeye çalışan köy içinde kurumuş kara dut ağacını yaşatmak için bile mücadele verdiğini anlatan Demirbaş, "Sahibinden satın alıp ormanlık alana tekrar diktim. Oldukça yaşlı olan bu ağaç aslında her şeye tanık. Sahibi üzerinde odun doğradığı için bu hale gelmiş. Umarım hayata tekrar döner" dedi.
Çevre ve Orman Bakanlığının kendisine destek olmasını isteyen Demirbaş, ormanların bu şekilde tahrip olması durumunda ülkede tarımsal üretimin zarar göreceğini, köyden kente göçün önlenemeyeceğini bildirdi. Köyde yaşayan 13 yaşlı kadın ise "Çocukken köyü çevreleyen ormanlık alanlarda oynardık. Şimdilerde gölgesinde oturacak ağaç bulamaz olduk. Köyümüzün bu durumu bizi çok üzüyor. Umarım Demirbaş’ın çabaları olumlu sonuç verir" dediler. (aa)
.
ALINTI: Radikal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder