İğne yapraklı, reçineli, toprağı kuru olan ve altına dökülen çıtır çıtır iğne yapraklar nedeniyle her an yanıp tutuşmaya hazır gibi duran bir ağaçtır çam. Çamın orman dokusundaki birincil ağaç olması doğal flora gereği tabiatın bir tercihi mi, yoksa odun, tomruk gibi ekonomik sebeplerle insanın tercihi mi bu ayrı tartışma elbette. Ancak ormanlarımızda tek tipleşmenin bulunduğu, bunun da yangına karşı en zayıf olan, çok hızlı yanan ağaçtan (sadece karaçam değil, reçineli diğer çam türlerinden) menkul olduğu açık.
.
.
Sadece insanî etkilerden değil (ihmal, kasıt, piknikçiler, ormandaki bir cam parçası vs) , örneğin bir yıldırım düşmesinden de (yağmura rağmen) yangın çıkabiliyor. Önemli olan hiç yangın çıkmaması değil, yangın çıkması durumunda yangının mümkün olan en az hasar ile çok kısa sürede, binlerce hektar alana yayılmadan söndürülebilmesi. Bunun için ormanların "karışık orman"a dönüştürülmesi gerekir.
.Çünkü geniş yapraklı meşe, kestane, kayın, gürgen, dışbudak, akasya, iğde, ahlat, alıç, badem, yabanî fındık, ıhlamur (ve iğne yapraklılardan özellikle ardıç) gibi ağaçlar hem yanmaya karşı direnç gösteriyorlar hem de yangının ilerlemesini önlüyorlar.
.
Karışık orman sadece yangınların önlenmesi için değil, ekosistemdeki tür ve çeşitliliğin artması, floranın zenginleşmesi için de gerekli. Karışık orman, salt iğne yapraklılara nazaran, meyve zenginliği açısından yabani hayvanlar için de önemli bir besin kaynağı.
..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder