Hani ilkokulda "hayat bilgisi" derslerinde konu, coğrayfa dersine giriş nevinden bitki örtüsüne, ormana, ağaca gelince "yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı"dan başka şöyle bir şey de söylenirdi sanki:
.
"Eskiden bir sincap, Hakkari'den Edirne'ye kadar ağaçtan ağaca atlayarak yere hiç inmeden gidebilirdi."
.Tabii bu abartma, bir Keloğlan masalından veya Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nden kopup gelmiş olabilir. Evet bir abartma var burada ama hepten yalan ve yanlış değil. Tamam, bir Karadeniz ormanları, rivayetteki gibi balta girmemiş yağmur ormanı değildi Anadolu ama bu denli çıplak, ıssız, çöl, boz ve kır da değildi.
.
İşte Rahmi Demirbaş'ın çocukluğu, işte çevrenizdeki yaşlıların çocukluğu, yani tanıklığı... Dağa (ormana) eşeklerle dal, odun, ağaç getirmeye giden, gidildiğini gören, bilen ya da eskilerden duyan insanlar ve onların herbirinde"eskiden buralar hep dutluktu", "sonunda kökünü kuruttular" hikâyesi...
.Tabii bu abartma, bir Keloğlan masalından veya Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nden kopup gelmiş olabilir. Evet bir abartma var burada ama hepten yalan ve yanlış değil. Tamam, bir Karadeniz ormanları, rivayetteki gibi balta girmemiş yağmur ormanı değildi Anadolu ama bu denli çıplak, ıssız, çöl, boz ve kır da değildi.
.
İşte Rahmi Demirbaş'ın çocukluğu, işte çevrenizdeki yaşlıların çocukluğu, yani tanıklığı... Dağa (ormana) eşeklerle dal, odun, ağaç getirmeye giden, gidildiğini gören, bilen ya da eskilerden duyan insanlar ve onların herbirinde"eskiden buralar hep dutluktu", "sonunda kökünü kuruttular" hikâyesi...
Bozkır, boz ve kır, ağaçsızlık, uçsuz bucaksız gölgesizlik, çıplak dağlar, çorak ovalar, bomboş yamaçlar Anadolu'nun kaderi değil. Çünkü insan kesmese, insan sürüsünü geçirmese bir yamaçta, bir tepede kuşun gagasından düşürdüğü veya gömdüğü de sonra unuttuğu tohum, çıkar da fidan olur, ağaç olur, tohum saçar aşağıya aşağıya orman olur(du). İklim de değişmezdi belki bu kadar, toprak da, insan da...
.
İşte kesile kesile bitirilemeyen (!), tohumlarını aşağıya aşağıya saça saça yaşamaya direnen bir bir dağın, Erciyes'in ormanı:
..
İşte kesile kesile bitirilemeyen (!), tohumlarını aşağıya aşağıya saça saça yaşamaya direnen bir bir dağın, Erciyes'in ormanı:
.FOTOĞRAF: Kizilören.net'ten alındı.
TÜYLERİMİ ÜRPERTEN BİR HABERDİ..HOCAMDAN ALLAH RAZI OLSUN TV DE VİDEOLARINI İZLEDİM İŞTE HAYATIMIN İDOLU DEDİM..BENDE AĞAÇLARI COK SEVERİM AMA HOCAM İMKANSIZI BAŞARMIŞ HAYRANI OLDUM.
YanıtlaSilbende ağaç delisiyim 27 yaşına kadar ülkemde ağaçsız yer aklımın ucundan geçmezdi ta ki bir gün ankaranın ilerisine geçene kadar konyada bir köye gittim şarıl şarıl boşa akan üç dört çeşme gördüm insan merak edip bir iki söğüt dalı kırıp eker bence suç o insanlarda değil o insanları teşvik etmeyen bizlerde oköyde yaşayanlar dallarında kuşların cıvıldaştığı bir ağacın altın bir bardak çay içseler yeter
YanıtlaSil