28 Ocak 2010 Perşembe

"Derelerin çığlığı..."

.
Şu yağan kar...
Tanrı su depolarımızı dolduruyor.
Yüksek yerlerdeki karlar ilkbahardan başlayarak yaz boyunca eriyecek... Dağlardan inen dereler çevrelerine hayat vererek, milyarlarca canlıya yaşam alanı sağlayarak akacaklar...
Bu kar onun için...
Hayatın şifresi, ilk kar tanesine yazılarak gönderildi derler.

İyi de hayatı yüce dağlardan alıp yaylalara, ovalara, tarlalara, ormana, oradan denize taşıyan derelerin başına bir çorap ördüler ki...
Dereleri satıyorlar...
Tam 1601 hidroelektrik santralı kuruyorlar derelerin üzerine. Şu ana kadar 673 tanesine lisans verildi.
Bu derelerin makinelerle tarumar edilmesi, önlerine dev beton duvarlarınçekilmesi, doğalarının bozulması, sıcak mevsimlerde yataklarının kuruması,içlerinde yaşayan balıklardan, çevrelerine verdikleri hayata kadar her şeyin yok edilmesi, iktidar yandaşlarının derelerin suyundan ceplerini doldurmaları, ama derelerin yok olması demek...
Bir katliam bu...
Cinnet...

Sadece Trabzon derelerinin üzerine 119, Rize’de 64, Giresun’da 87, Gümüşhane‘de 30 tane santral kuruluyor.
Derelerine sahip çıkmak isteyen vicdanlı iyi insanlar ayaklandılar.
Erzurum Aksu’da, Ordu’da, Antalya’da, Amasya’da derelerinin başında “yardım” çığlıkları atıyorlar...
Muğla’da kendilerini ağaçlara zincirlediler kadınlarerkekler...
Artvin’de köylüler dere kenarında ağıt yakıyorlar...
Rize-İkizdere‘de sivil inisiyatif “Su Meclisi” toplandı, tüm illerden gelenler bu katliamı tüm insanlığa şikâyet edecekler...

Kar yağıyor...
Tanrı dolduruyor su depolarını...
Ama ilk kar tanesindeki yaşamın şifresini bozdular...
Bu beyaz nimet yaşamı paylaşmak için değil, yağmacıların kasalarını doldurmak için sanki...
Dört bir yanda yükseliyor, derelerin çığlığı...

ALINTI: Bekir Coşkun - Habertürk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder