18 Mayıs 2010 Salı

"Karga"

.
Evimizin arka bahçesine karganın gömdüğü ceviz büyüyüp ağaç oldu, bu sene ilk meyvelerini verdi.
Eminim bu sonbaharda, bu ağaçtan alacağı cevizleri de götürüp başkabahçelere ekecektir... Arada bir gelip eseri cevizin dallarına konuyor.
Ben aşağıda, o yukarıda bakışıyoruz, aramızda bir sorun var..
Acaba ceviz ağacı hangimizin?..
Bence onun...
Karga her sabah dallara tünüyor.
“Gak” deyip bir süre susuyor...
Başını yana yatırıp tek gözü ile aşağı bakıyor, daha doğrusu karşılıklı bakışıyoruz...
Ona, “Cevizi yanlış yere ekmişsin usta...
Yolun ortası yerine biraz kenara ekseydin...” diyorum içimden...
Belki o da bana, “Senin ektiğin ağaçlardan bir teki olsun tutmadı ya” diyordur...
Bu doğru...
Oysa çok özenli, çiçekli eldivenler çizmeler giyerek; en iyisinden hortumlar, makaslar, kovalar, suni gübreler, çiçek vitaminleri alarak ağaç fidelerini alıp ektim...
.
Bir teki tutmadı...
Gelen misafirlere o gün ektiğim ağacın tarihi sürecini, coğrafi özelliklerini, fizyolojik ve dokusal yapısını ayağa kalkarak anlattım...
Muhterem karım her zaman “Ihlamur ağacı da ektin, onu da söyle” dedi...
Ya da: “Hadi fidanın etrafında nasıl dönerek toprağı bastırdığını da göster...”
Misafirler giderken arkalarından bağırdım:
“Bir de huş ağacı vardır...”
Sularını zamanında vermek için saat kurdum, dolu yağdığında şemsiye bile tuttum ektiğim ağaçlara...
Bir teki olsun tutmadı... Karga ekti, tuttu...
Sabahları dala konuyor, bakışıyoruz...
Bu ağaç onun...

ALINTI: Bekir Coşkun - Habertürk